KEMİK KIRAN SABRİ

Adı Sabri

Lakabı Kemik Kıran

Sokağımızın en şahsiyetli varlığı

Kadınların ve çoğu genç kızın korkulu rüyası

Önünden göz göze gelmemeye çalışarak geçtiğimiz

Yine de kadın erkek çocuk yaşlı hepimizin sevdiği

Sabri

Kemik kırarken çıkan ses tüylerimizi diken diken ederdi

Kadın erkek fark etmez hepimiz bakışlarından çekinirdik.

Sokağın sol üst köşesi ona aitti

Çocukluğumun geçtiği bu sokak

Sabri sayesinde bu sokakta tek bir hırsızlık olmamıştı

Mahallede hırsızların ziyaret edemediği tek sokak bizimkiydi.

Sabri tüm bu sert mizacına rağmen biz çocukların en iyi oyun arkadaşı idi

Top oynarken

İp atlarken

Cilli yuvarlarken

O hep yanımızda olurdu.

Ama özellikle çelik çomak oynamayı severdi

Ah bir de kemik kırmasa

Sokağımızın çocuklarını 3 sokak ileride ki okula götürür

Çıkış saatinde gelir bekler

Güvenle evlerine teslim ederdi

Figen vardı bizim sınıfta

Karşı komşunun kızı

Çok severdi Sabriyi bir gün kemik kırışını seyredene kadar

O günden sonra Sabrinin değil hep benim yanımda gidip geldi okula

Yine de bilirdim benden çok Sabri ye güvenirdi

Yağmurlu bir günde hastalandı Sabri

Sokağın köşesine çöküverdi

Yağmura ve sokakta akıp giden sele aldırmadan sokaktaki tüm çocuklar ve kadınlar

Toplandık başında

Elimizdeki tek şemsiyeyi Sabrinin üzerine tutuyorduk ıslanmasın diye

Titriyordu

Bakışları hüzünlü

Bizi bırakıp gitmek üzüyordu onu belli ki hastalığı değil

Fato teyze koşarak eve gitti

Elinde akşam yemeğinden kalan kemikler

Dedim ya Sabri çok severdi kemik sıyırmasını

Çıtır çıtır kırmasını

O sıradan bir sokak iti değildi

O Sabri idi

Donup kalan bakışlarımızın arasında

Tüm acısına rağmen huzur vardı yüzünde

Koşarak eve gittim

Yatağımdan sökercesine aldığım battaniyem de işe yaramadı

Sabri titriyordu

Artık yağmur ıslatmıyordu göz yaşlarımızın üstünde

Kayarcasına gitti

Sabrinin bu kısa hikayesini Kadına el kaldırmayı marifet sananlara it denilmemesi için yazdım. Son dönemde artan bu tip şiddet olaylarına dikkat çekebilmek için… Sevgi verin çevrenize sadece sevmesini öğrenin ve öğretin…

18/10/2011

Yorum bırakın