TASARIMDA PSİKOLOJİK RİSKLER

Tasarımın tanımı ile başlayalım. Türk Dil Kurumu sözlüğünde “Tasarım” kelimesinin karşısında ;

Zihinde canlandırılan biçim, tasavvur:
“İmgeleme dayanan duyusal tasarımlar, şiirinin başlıca
malzemesi.” – Selâhattin Hilav

Bir sanat eserinin, yapının veya teknik ürünün ilk taslağı, tasar çizim, dizayn:
Kentsel tasarım. Çevre tasarımı.

Bir araştırma sürecinin çeşitli dönemlerinde izlenecek
yol ve işlemleri tasarlayan çerçeve, tasar çizim, dizayn.

Daha önce algılanmış olan bir nesne veya olayın bilinçte sonradan ortaya çıkan kopyası.
Tasarımın tanımı aslında tam olarak sosyolojik ve psikolojik olguları ortaya koyuyor. Psikolojik riskleri tespit etmek
ve önlem almak bir o kadar zor.
Tasarım deyince aklımıza ya mühendis ya da teknik ressamlar geliyor. Bu insanların sadece yaratıcı olmalarını
değil, karşılaştıkları sorunları tespit edip çözüm bulmalarını da bekleriz. Bir anlamda şüpheci olmalarını isteriz.
Şüphe duymamız bizi kötü yapmaz tedbirli yapar. 40 yıllık sanayii tecrübemde karşılaştığım tasarım hatalarından
sadece birkaçını söylemeden asıl konuya geçemeyeceğim. Maalesef mühendislerimizin büyük çoğunluğu matkap ucu açısını bilmeden öğrenmeden mezun oluyorlar.
Bu normal bir durum diyebilirsiniz. Metrik 30 bağlantı
elemanını talaşlı imalatta ürettirmeye çalışırlar. Sürücü
koltuğu ile direksiyonu farklı eksenlerde olan traktör gördüm ben bu ülkede. Sapı ile akarı aynı eksende olmayan

çaydanlık. Sabır çaydanlığı adını koydum. Tutma kulpları
aynı eksen de olmayan tencereler.
Bu kadar basit mi diye düşünüyorsunuz. Basit ve düzeltilmesi de bir o kadar zor. Neden mi? Çünkü bu bölümlerde
çalışanlar için psikolojik riskleri hiç hesaba katmıyoruz.
Oysa tasarımın felsefesinde ne kadar güzel tanımlamışız;
daha önce algılanmış olan bir nesne veya olayın bilinçte
sonradan ortaya çıkan kopyası. Baskı altında büyümüş ve
kendi koruma alanını daha çocuklukta tüm tehlikelere
karşı kapatmış olan gençliğe verdiğiniz mühendislik eğitiminden de elinde kalan sadece bu.
Mühendislik ve psikolojik ilk defa General Motors Saturn
projesi ile bir araya geldi. Uzay ya da havacılık değil bir
otomotiv projesi. Hani şu meşhur konfor alanı olarak bildiğiniz görsel ile tanıştık. GM bu projede ilk defa psikolog
ve sosyologlardan oluşan bir ekip kurdu ve riskleri tespit
etme başarısı gösterdi. Sürdürülebilirliğini sağlasaydı
şuan çok farklı bir konumda olurdu.
İlk büyük psikolojik risk tasarımda çalışanların “KORKU
BÖLGESİNİ” aşamamaları. Araştırma geliştirme, mühendislik, tasarım bölümleri için bu ölümcül bir risktir.
En yetenekli olarak tanımladığımız mühendisler için bile
ikinci en büyük risk “YALNIZLIK” tır. Kendini yalnız hissedenler ekip olamazlar. Fikirlerini açıkça özgürce ifade
edemezler. En azından onlar öyle düşünürler ve öyle hissederler.
Üçüncü büyük risk de “KAYGI BOZUKLUĞUDUR.” Kaygı
strese verilen bir reaksiyon olduğu için kaygı taşıyan mühendisler stres altında çalışamazlar, dağılırlar.
Bu risklerin üçü de acil önlem alınması gereken risklerdir.
Türkiye’de benim bildiğim hiçbir Ar-Ge merkezinin kadrosunda psikolog bulunmamaktadır. Oysa bu bölümler
psikologlara en çok ihtiyaç duyulan yerlerdir. Her yaratıcı
projenin içinde psikologların olması gerekmektedir.
Bugün dönüp dolaşıp aynı kısır döngünün içinde sıkışıp
kalıyoruz. Sonra neden yaratıcı, değerli tasarımlar yapamıyoruz diye hayıflanıyoruz. Oysa konfor alanımızdan her
çıkmaya çalıştığımızda korkup geri dönüyoruz. İş hayatım
boyunca hiç mazeret üretmedim. Hiç kimsenin de mazeretini dinlemedim. Korku ve baskı ile büyütülen gençlikten yaratıcı olmalarını beklemek hayal olur. Yine de bir
yerde farkına varıp kendimizi geliştirebiliriz.


Yalnızlık, özellikle Covid-19 salgını döneminde ve sonrasında karşımıza gelecek en ölümcül risk olacaktır. Zaten
bir ekip oluşturamadığımız çalışanlar gittikçe yalnızlaşacaklar. Bu aşamada şunları düşünmek önemlidir.

Ne yapacağız neler yapabiliriz onlar için? Bu yalnızlıktan nasıl
kurtarabiliriz onları? Eğer bu sorulara hızlıca yanıt bulamazsak bu konuda çalışanlarda daha büyük kaygı bozuklukları oluşacak.
Yalnızca tasarım konularında çalışanlarda değil mühendisliğin tüm alanlarında psikolojik riskler artacak. Üretimde çalışanları bekleyen en büyük risk “DEPRESYON” olacak. Firmanızda üretimde çalışan mühendis arkadaşlarını
biraz gözlemlerseniz depresif tavırlar sergilediklerini hemen fark edersiniz.
Gelin bu yazıyı eski bir anı ile bitirelim. Yıllar önce birgün
Kocaeli Makine Mühendisleri Odasında oturup bir işimi
halletmeye çalışırken, içeriye otuzlu yaşlarda bir makine
mühendisi arkadaş girdi. “Affedersiniz odadan kaydımı
sildirmek istiyorum” dedi. Herkes şaşkın şakın ona bakarken devam etti. “Ben firmada kalite bölümünde çalışıyorum. İş tanımım Kalite Mühendisi olarak değişti” dedi.
Dikkatli olun çok daha zor ve büyük bir dalga geliyor
hayatımıza. Sevgi ile kalın okuduğunuz için teşekkür
ederim.

Yorum bırakın