Sizlerle değerli bir eğitimci arkadaşımın yazısını paylaşacağım. Uzun yıllardır sanayi de eğitim ve danışmanlık veren biri olarak yazdıklarının altına imzamı atıyorum.
ALINTIDIR
Türkiye’nin eğitim sisteminde ilkokuldan lise sona kadar öğrenciler ağırlıklı olarak test tipi sınav oluyorlar ve düşünerek, analiz ederek, yorumlayarak soru çözmüyorlar. IB (The International Baccalaureate Diploma Programme) girenlerin çoğu da lise son sınıflarında dersaneye gitmek ve üniversite sınavı için daha çok test çözmek amacıyla IB den ayrılıyorlar.
Limit türev integral liselerde tarih oldu. Ciddi fizik ve kimya soruları da yok oldu. Bu nedenle özellikle mühendislik tercih eden öğrenciler çok eksik donanımla üniversiteye geliyor.
İlkokul ve lise arasında öğrenciler olduğundan daha başarılı gösterilip velilere populist yaklaşılıyor.
Çocuklar yeterince emek vermeden bilgisayar oyunları oynayıp yattıkları yerden yüksek notlar almaya alıştırılıyor. Çalışma ve okuma alışkanlığı kazanmıyor.
İşte bu durumda üniversitelerin mühendislik bölümlerinde sıkıntı başlıyor. Bazı üniversitelerin bazı bölümlerinde bu öğrenci zorlasanız da öğrenemez diye derste çözülen soruların benzerleri sınavlarda sorulup adeta körler sağırlar birbirini ağırlıyor.
Ama şunu unutuyorlar; haksız verilen yüksek notlarla mezun edilen öğrenciler haklı eğitim ve not alanlara rakip oluyor.
Firmalar yetersiz eğitim alan mezunları alıp yetiştirmek için zaman ve para harcıyor. İyi yetişenler de yurtdışı firmalara gidiyor.
Artık üniversitelerdeki hocaların büyük çoğunluğu derslerini büyük ölçüde slaytlardan anlatıyor. Tahtada yazarak yeterince emek verilmiyor. Öğrenci de tahtaya yazılanı ve hocanın anlattıklarını not almıyor ve tahtanın fotoğrafını çekerek cep telefonu fotoğraflarına bakıp çalışarak mühendis olunabilir sanıyor.
Mühendisliğin temelini oluşturan derslerde düşündüren sorular sorulunca da çoğunluk öğrenci buna alışık olmadığından başarısız oluyor.
Bu durumun düzelmesi için, ilk etapta ilkokuldan başlayarak, lise mezuniyetine kadar verilen eğitimdeki ölçme değerlendirme sisteminin klasik sınavlar eklenerek yeniden yapılandırılması, şu anda tıp için 50.000 hukuk için 100.000 mühendislik için ise şaka gibi 280.000 olan sıralama ön şartının en fazla 80.000 olması ve mühendislik mezunlarına bağımsız kuruluşlar tarafından yapılacak akreditasyon sınavı ile mezuniyet sonrası A, B, C gibi derecelendirme yapılması gerektiğini değerlendiriyorum.
İşte o zaman takke düşer kel görünür, populist eğitimle sanal mezun yaratanların foyası ortaya çıkar..