Pandemi ile beraber hayatımızda çok fazla değişken oldu. Özellikle en önemli değişken ise yüzyüze sosyal temasın azalmasıyla beraber sembolik etkileşimin azalmasıdır.
Evet aynayı kaybettik.
Birey olarak yüklediğimiz anlamlar değişmeye ve evrilmeye başladı.
Bir yerde dramaturjik bir yalnızlığa sürüklendik.
Hayat bir oyun sosyolojik bir oyun. Bu tiyatro oyununun içinde bugüne kadar öğrendiğimiz metaforları kullanamaz hale geldik. Baba, anne, eş, mühendis, öğretmen hangi kimliğe bürüneceğimizi unuttuk. Pandemi sonrası özellikle 30 yaş üstü neredeyse tüm bireylerde rollerin karışmaya başladığını gözlemliyorum.
Aşı karşıtlarının, hayvan düşmanlarının toplum içerisinde kimliksiz kaldıklarını daha net görüyoruz. Toplumsal etkileşim sahnelerimiz yok oldu. Kendimize farklı rol modeller belirledik.
Yine de en büyük değişim köklerini Amerikan Pragmatizminden alan SEMBOLİK ETKİLEŞİMCİLİK yaklaşımında olacaktır. Benlik ve zihin arasına yerleştirdiğimiz sembolik bir dünya vardı. Sosyal ve yüzyüze etkileşimin ortadan kalkmasıyla yada ara vermesiyle bereber gerçek olarak tanımladıklarımız değişti ve gerçekleşti.
Sembolik etkileşim teorisyenlerine bugün büyük bir iş düşmektedir. Çünkü tolumsal çatışmalar, büyük değişmeler ve makro ölçekli sınıfsal olgular değişecek. Biçilen roller yeniden tanımlanacak. Bu değişimi gelişmiş toplumlar olarak tanımladığımız coğrafyada yaşanan protestolar da görüyoruz. Müzeye giren ve kendini aktivist rolüne yakıştırmış bir bireyin protesto yolunu büyük bir sanat eserine zarar verme görüntülerinde izleyebiliyoruz. İngiltere’de markete giren ve kendine aktivist rolünü biçen birilerinin sütleri yere dökmesinden çıkarım yapabiliyoruz.
Benim bu olaylarda dikkatimi çeken aktivist rolündeki çift bireylerin beden dili.
Yalnızlıklarının birer kanıtı olarak duruyor.
Birey tanımından çift tanımına geçmişler.
Bütünün işlevselliğini çiftin işlevsizliğine kadar indirmiş gibi duruyorlar.
Pandemi sonrası iktisadi ve tarihsel bir dağılma sürece yaşanacak gibi duruyor.
Yeniden yüz yüze etkileşime dönme zamanı ve rollerimize oyunumuza kaldığımız yerden devam etme zamanı.
Sevgiyle kalın.