Bu yazıda #Güvenilirlik faktörlerinden üçüncüsü #Availability (Erişilebilirlik) anlatacağım. İlk yazımda bahsettiğim üçüncü bilinmeyen için İNSAN tahmininde bulunanlar haklıydı. Üçüncü bilinmeyen #İNSAN. Yakın gelecekte aranan #İNSAN, belirsizlikleri çözmek için ihtiyaç duyulan bir dağ keçisi kadar çevik, bir kartal kadar uzaktan baktığını görebilecek, gördüğünü peregrine şahini kadar hızlı analiz edip karar verebilen biri olmalı.
Erişilebilirlik (Availability), Otomotiv, havacılık, bilgi teknolojisi ve bilişim sistemlerinde güvenilirlik faktörlerinden biridir. Bir sistem ya da hizmetin, kullanıcılar tarafından istendiği zaman erişilebilir olma yeteneğini ifade eder. Bugün bu kavramın daha kolay ve net anlaşılabilmesi için size günümüzün popüler teknolojisi üzerinden anlatacağım. Bu kavram, sistemlerin sürekli olarak çalışabilir ve kullanılabilir olması gerektiği fikrine dayanır. Erişilebilirlik, bir sistemdeki kesintisizliklerin minimum seviyede tutulması ve gerektiğinde hızlı bir şekilde düzeltilmesiyle ilgilidir. Televizyonlar ilk kez evlerimizde yarini almaya başladığında belki hatırlayanlarınız vardır, sık sık alt yapı yetersizliğinden voltaj dalgalanması yaşardık. Bu da erişebilirliği düşürdü. Hemen çözüm üretildi elektrik dalgalanmalarını önlemek için regülatör tanımı girdi hayatımıza.
Aklıma hemen Adile Naşit’in reklamında oynadığı Teletrans Voltaj Regülatörü geldi. Bu tam olarak bir güvenilirlik çalışması sonucunda ortaya çıkmıştı.

Voltaj regülatörleri yerini sistemin, ürünün içinde küçücük bir devreye bıraktı. İhtiyaç büyüdükçe erişebilirlik cihazları olarak kesintisiz güç kaynakları kullanılmaya başlandı. Birçok alanda erişilebilirlik kritik bir öneme sahiptir. Özellikle finansal sistemler, sağlık hizmetleri, iletişim ağları gibi alanlarda her an erişilebilir olmak hayati önem taşır. Bu noktada, bilgisayar bilimindeki bazı matematiksel problemler, erişilebilirliğin ne kadar önemli olduğunu göstermek adına değerli birer araç olabilir. Bunlardan biri de Collatz Problemi olarak bilinen matematiksel bir olgudur.
Collatz Problemi, başlangıçtaki herhangi bir pozitif tamsayının belirli bir kurala göre işlenerek sonunda 1’e ulaşılıp ulaşılamayacağını soran basit, ancak çözümü halen tam olarak bulunamamış bir problemidir. Bu problem, her ne kadar basit bir kurala dayanıyor olsa da, uzun vadede sistemli bir şekilde çalışabilirliği test etmek için kullanılabilir.
Erişilebilirlik açısından Collatz Problemi, bir hesaplama sürecinin ne kadar sürede sonuçlandığını ve sistemdeki herhangi bir arıza durumunda ne kadar hızlı bir şekilde geri dönülebildiğini görmek için kullanılabilir. Örneğin, bir bilgisayar programı bu problemi çözmek için tasarlanmışsa, erişilebilirlik sağlamak için programın kesintisiz çalışması ve gerekli kaynaklara erişebilmesi gereklidir.
Collatz Problemi, hesaplama sürecinde karşılaşılan herhangi bir aksaklığın veya erişim kısıtlamasının erişilebilirlik açısından ne kadar kritik olduğunu gösterir. Bu durum özellikle önümüzde bizi bekleyen gelecek için son derece önemlidir. Bir programın bu problemi çözmek için kullanılabilir olması, kullanıcıların istedikleri zaman ve koşullarda erişebilmeleri gerektiğini vurgular.
Erişilebilirlik, sadece matematiksel problemlerin çözümünde değil, aynı zamanda bilgi teknolojisi sistemlerinin tasarımı ve işleyişi açısından da önemlidir. Unutmayın ki #Toplum5.0 bilgi yoğun bir toplum olacaktır. Bir sistem ne kadar karmaşık olursa olsun, kullanıcılar için her zaman erişilebilir olmalıdır. Bu, sistemlerin kesintisiz çalışmasını ve gerektiğinde hızlı bir şekilde geri dönülmesini sağlamak için gerekli olan planlama, tasarım ve yedekleme stratejilerini gerektirir.
Erişilebilirlik kavramı, günümüzde internet hizmetleri, bulut bilişim altyapıları, mobil uygulamalar gibi birçok alanda karşımıza çıkar. Bu hizmetlerin kullanıcılar tarafından her zaman erişilebilir olması, iş sürekliliği ve müşteri memnuniyeti açısından kritik öneme sahiptir. Hava çok güneşliydi o yüzden buluta ulaşamadınız bahanesine sığınamazsınız. Dolayısıyla, bu sistemlerin tasarımında erişilebilirliğin göz önünde bulundurulması zorunludur.
Sonuç olarak, erişilebilirlik, bilişim sistemlerinin ve matematiksel problemlerin çözümünün ayrılmaz bir parçasıdır. Collatz Problemi gibi matematiksel sorunlar, erişilebilirlik kavramının önemini vurgulamak adına kullanılabilir. Bu tür problemler, sistemlerin ne kadar güvenilir olduğunu test etmek ve geliştirmek için değerli bir araç olabilir. Dolayısıyla, erişilebilirlik, bilgi teknolojisi ve matematik dünyasında önemli bir ilkedir ve sürekli olarak geliştirilmelidir.
Erişilebilirlik faktörü, bir sistem veya hizmetin kullanıcılar tarafından istendiği zaman erişilebilir olma derecesini ölçmek için kullanılan bir metriktir. Bu faktörü hesaplamak için genellikle sistemdeki kesintilerin süresi, toplam çalışma süresi ve sistemdeki kesintilerin sıklığı gibi parametreler dikkate alınır.
Bir sistem veya hizmetin erişilebilirlik faktörü, genellikle aşağıdaki formülle hesaplanır:
Erişebilirlik = ((Toplam Çalışma Süresi – Toplam Kesinti Süresi)/(Toplam Çalışma Süresi)) * % 100
Bu formülde, “Toplam Çalışma Süresi” sistem veya hizmetin kullanılabilir olduğu toplam süreyi temsil eder. “Toplam Kesinti Süresi” ise sistem veya hizmetin kullanıcılar için erişilemez olduğu veya kesintiye uğradığı süreyi ifade eder.
Örneğin, bir web sitesinin bir yıl boyunca toplam çalışma süresi 8760 saat (24 saatlik bir günün 365 günü) ve bu süre içinde toplamda 24 saatlik kesinti yaşadığını düşünelim. Bu durumda, erişilebilirlik faktörü aşağıdaki gibi hesaplanır:
Erişebilirlik = ((8760 – 24)/8760) * 100 = 99,73 %
Bu hesaplama sonucunda, web sitesinin erişilebilirlik faktörü yaklaşık olarak %99.73 olarak bulunur. Bu, kullanıcıların web sitesine ulaşma olasılığının yüksek olduğunu ve nadir kesinti yaşandığını gösterir.
Erişilebilirlik faktörü, bir sistem veya hizmetin ne kadar güvenilir olduğunu ve kullanıcıların istedikleri zaman erişebileceklerini gösteren önemli bir ölçüttür. Daha yüksek bir erişilebilirlik faktörü, daha güvenilir bir sistem veya hizmeti işaret ederken, düşük bir erişilebilirlik faktörü kesinti ve kullanıcı memnuniyetsizliği riskini artırabilir. Bu nedenle, sistemlerin ve hizmetlerin erişilebilirliğinin sürekli olarak izlenmesi, değerlendirilmesi ve iyileştirilmesi önemlidir.
Örneğin, bir tekstil fabrikasının üretim hattı üzerinde çalışan bir otomasyon sistemi ele alalım. Bu otomasyon sistemi, kumaş kesme, dikiş makinesi işlemleri ve paketleme gibi çeşitli işlemleri gerçekleştirir. Fabrikanın çalışma saatleri, haftada 7 gün, her gün 24 saat olarak kabul edelim.
Belirli bir dönemde, fabrikada toplamda 1 saatlik planlı bakım yapılmış ve beklenmedik bir elektrik kesintisi nedeniyle 2 saatlik bir kesinti yaşanmış olsun. Bu durumda, erişilebilirlik faktörünü hesaplayabiliriz.
Toplam Çalışma Süresi: 7 gün * 24 saat = 168 saat
Toplam Kesinti Süresi: 1 saat (Planlı bakım) + 2 Saat (elektrik kesintisi) = 3 saat (duruş süresi)
Erişilebilirlik Faktörü: Erişebilirlik Faktörü = ((168 – 3) / 168) * 100 = 98,21%
Bu hesaplamalar sonucunda, tekstil fabrikasının erişilebilirlik faktörünün yaklaşık %98.21 olduğunu görüyoruz. Bu da fabrikanın genellikle istendiği zaman çalışabilir durumda olduğunu ve kesintilerin oldukça az olduğunu gösterir diyebilirmiyiz? Burada farkındaysanız setup sürelerini normal çalışmanın içinde kabul ettik.
Tekstil sektöründe erişilebilirlik faktörü, üretim hatlarının sürekli olarak çalışabilir olmasını ve üretimin planlandığı şekilde ilerlemesini sağlamak için kritik bir öneme sahiptir. Bu tür hesaplamalar, üretim verimliliğini artırmak ve kesintileri minimize etmek için fabrikalar tarafından düzenli olarak yapılmalıdır.
Her yazımda özellikle farklı sektörlerden örnekler veriyorum. Çünkü Güvenilirlik her sektörün en büyük ihtiyacı. Bunun farkında olmayanlar ne yazık ki acı tecrübe yaşayacaklar.
Bizim bu noktada özellikle sağlık sektöründe erişebilirlik büyük önem taşımaktadır. İlaç sektörü, erişilebilirliğin hayati önem taşıdığı alanlardan biridir. Erişilebilirlik, hastaların yaşamsal öneme sahip ilaçlara ulaşımını sağlamak için kritik bir faktördür. Her hastanın, ihtiyacı olan tedaviye hızlı ve sorunsuz bir şekilde erişebilmesi, sağlık sektörünün temel amaçlarından biridir. Ancak, bu erişilebilirliği sağlamak için ilaç üreticileri, dağıtıcılar, sağlık kuruluşları ve yönetim organları arasında etkin bir işbirliği ve sürekli iyileştirme çabaları gerekmektedir. Çünkü erişilebilirlik sadece fiziksel olarak ilaca ulaşımı değil, aynı zamanda ekonomik olarak da ilaca erişimi içerir. Sonuç olarak, ilaç sektöründe erişilebilirliğin artırılması, hastaların yaşam kalitesini artırmak ve sağlık hizmetlerinin daha adil ve kapsayıcı olmasını sağlamak için hayati bir adımdır. Bu nedenle, ilaç sektöründe herkesin ortak amacı, herkesin ihtiyacı olan tedaviye kolayca erişebilmesini sağlayacak stratejileri geliştirmek ve uygulamaktır.
Devamı arıza türleri olarak gelecek. Sevgi ile kalın. İnsana Saygı onu sevmekle başlar.