Sabah – Kantin
Kahveler masaya konmuş, tostlar ikiye bölünmüş, sandalyeler hafifçe kaydırılmıştı. Masada Melis, Baran ve Deren oturuyordu. Hepsi sessizce bahçeye bakıyordu. Sessizlik, kampüsün son dönemine özgüydü. Çok şey konuşulmuştu zaten. Şimdi her şey yola bakıyordu.
“Mezuniyete az bir zaman kaldı,” dedi Baran, fincanı eline alırken.
Melis hafifçe gülümsedi. “Ve ben hâlâ hangi yolu seçeceğimi tam bilmiyorum. Girişim mi, kurumsal mı, yüksek lisans mı?”
Deren: “Ben bir sistem çizdim kendime. Her olasılık bir dal. Aralarında hata ihtimallerini yazdım. FORM gibi.”
Baran güldü. “Yani sen hayatını bir dağılımla yönetiyorsun.”
Deren ciddi bir yüzle cevapladı: “Aynen öyle. Ve β değerimi 2.0’a sabitledim. Kabul edilebilir risk oranı %2.3. Korkutmuyor artık.”
Öğle – Bahçedeki Ağaç Altı
Ağaçların altındaki taş bankta, herkes defterlerini açmıştı. Bu defa not almak için değil; düşünmek için.
Melis kendi hayat sistemini çizmeye başladı.
“Bu ben,” dedi, merkeze bir daire çizerek. “Şu girişim fikrim. Burası yatırım arayışı. Şurada zaman yönetimi. Ve burası… kişisel güven.”
Baran yaklaştı. “Yani hayatının hata ağacını çiziyorsun.”
Melis başını salladı. “Evet. Çünkü başarısızlığı tanımlamazsam, güvenilirliğimi ölçemem.”
Deren kendi sayfasına “Series vs Parallel” yazdı.
“Hayatımı paralel kuruyorum,” dedi. “Bir yönüm başarısız olursa, diğerleri beni ayakta tutacak. Tek noktadan hata vermek istemiyorum.”
Akşamüstü – Kampüs Yürüyüşü
Gündüz Hoca onları kampüsün eski kısmına götürdü. Sessizdi. Kimse telefonuna bakmıyordu. Hoca yürüyordu, öğrenciler yanında.
“Size bir dönem boyunca sistemler anlattım,” dedi. “Ama asıl sistem sizdiniz. Şimdi o sistemi dış dünyaya kuracaksınız.”
Melis sordu: “Hocam, ya sistem çökerse?”
Gündüz durdu, döndü.
“O zaman ağacı çizersiniz. Neden çöktü diye. Ve yeniden başlarsınız. Bir mühendis için hata, yolun sonu değil; verinin başlangıcıdır.”
Baran: “Peki ya strateji? Hedeflerimiz büyük ama yollarımız belirsiz.”
Hoca gözlerini ufka dikti. “O yüzden Hoshin Kanri sadece şirketler için değildir. Hayatınızı hizalayın. Günlük kararlarınız, hayalinizle tutarlı mı, ona bakın.”
Gece – Teras
Yıldızlar yukarıda parlıyordu. Üçü, terasın köşesinde yere oturmuştu. Her biri defterine bir cümle yazıyordu.
Melis: “Ben artık sadece mühendis değilim. Karar alan bir sistemim.”
Deren: “Ben kendime yedek sistemler kurdum. Kendim bozulursam, beni taşıyacak şeyleri hazırladım.”
Baran defterine şunu yazdı:
“Hayat, güvenilirliği test eder. Ama güven, kendi dağılım eğrini tanımakla başlar.”
Ve o gece, sistemleri değil, kendilerini konuştular.
Ama her şey yine güvenilirlikle ilgiliydi.
Çünkü öğrendikleri her şey, sonunda hayata dair bir şeydi.
Yola çıkmadan önce…