İlk Gün – Şirket Lobisi
Melis, içeri girdiğinde kapının kapanma sesiyle birlikte üniversite yıllarını da ardında bıraktığını hissetti. Elinde güvenlik kartı, boynunda şirketin logosunun yer aldığı yaka kartı… Hayalindeki işe başlamıştı. Sistem mühendisi olarak üretim hattını dijitalleştirecek projede yer alacaktı.
Süreçlerin yazılı olduğu klasörler, gösterişli sunumlar, iş akış diyagramları… Her şey oldukça sistematik görünüyordu.
İlk günün sonunda şu notu düştü defterine:
“Sistem büyük. Kurallar net. Beklentiler yüksek. Güzel bir başlangıç.”
Bir Hafta Sonra – Üretim Hattı
Melis, üretim planlarının tam zamanlı yürümemesiyle ilgili rapor hazırlıyordu. Gecikmeler vardı. Ama makineler çalışıyor, arıza kaydı alınmıyordu. Her şey çalışıyor gibi görünüyordu.
“Teslimatlar neden gecikiyor?” diye sordu yöneticisine.
Cevap: “Bazen işler böyle yürür. Adaptasyon meselesi.”
Ama bu yanıt, sistem düşüncesiyle büyümüş biri için yeterli değildi.
Öğle Molası – Kantin
Melis, üretim planlamacısı Selim’le kahve içerken sordu:
“Sence neden işler sarkıyor?”
Selim iç çekti. “Bazı bölümler bilgi geç veriyor. Bazı insanlar işi önemsemiyor. Herkes kendi parçasını yapıyor ama sistem bütün değil.”
Melis, defterini açtı. “Bu bir teknik hata değil. Bu, yapısal bir körlük.”
Hata Ağacı
O gece, Melis kendi ofisinde bir hata ağacı çizdi. Üstte: Sistem Gecikmesi. Alt dallarda:
- Gecikmiş veri girişi
- Kontrol mekanizması zayıflığı
- Geri besleme yapılmaması
- Kültürel duyarsızlık
Teknik bir bileşen yoktu. Her şey davranışsal düzeydeydi.
Sessiz Toplantı
Melis, yöneticilere kısa bir sunum yaptı. Slaytında şu başlık vardı:
“Sistemsel Arızalar: Teknik Değil, Kültürel”
Sunumun sonunda kimse bir şey demedi. Sessizlik hâkimdi. Ama herkes anlamıştı.
Gece – Mail
O gece Gündüz Hoca’ya bir mail yazdı.
“Hocam, artık mezun değilim. Ama sistemin tam içindeyim. Ve görüyorum ki arızalar her zaman ses çıkarmıyor. Bazen sadece kimse dinlemediği için büyüyor.”
Gönder tuşuna bastı.
Altına küçük bir not düştü:
“Sistemin dışındayken düşünüyorduk. Şimdi içindeyim ve sorumluluğum arttı.”
Son Not
Defterinin son sayfasına yazdı:
“Bazı sistemler görünüşte güvenilirdir. Ama asıl güvenilirlik, davranış tekrarlarında saklıdır. Ve kültür, güvenilirliğin sessiz mimarıdır.”