Her semptom, sistemin bir çağrısıdır. Ama çoğu zaman biz bu çağrıyı bastırırız. Semptomu çözeriz, sistemi bırakırız.
Oysa semptom geçici, sistem kalıcıdır. Kalıcı çözüm arayan, sistemi görmek zorundadır.
Gerçek Bir Örnek: Aynı Sorun, Farklı Gün
Bir üretim tesisinde, her ayın ilk haftasında kalite şikâyetleri artıyordu. Sürekli yeni prosedürler yazılıyor, çalışanlara yeniden eğitim veriliyordu. Ama sorun aynı zaman aralığında tekrar tekrar yaşanıyordu.
Bir danışman geldi ve sadece şunu sordu: “Bu dönemde sistemde ne değişiyor?”
Ve anlaşıldı ki, her ayın ilk haftası sevkiyat talebi artıyor, bu da üretimi hızlandırıyor, kalite kontrolleri atlanıyor, yeni başlayan operatörler yetiştirilemeden hatta sokuluyordu.
Semptom: Kalite şikâyeti. Sistem: Kapasite planlaması eksikliği.
Sistem Ne Demektir?
- Tek tek insanlar değil, birlikte işleyen yapılar.
- Tekrarlanan davranışlar, düzenli sonuçlar, belirli alışkanlıklar.
- Bir problemi sürekli üreten bir mekanizma.
İşte bu yüzden sistem çözülmeden, aynı problem sadece elbise değiştirir.
Bugün kargo gecikir, yarın müşteri şikayet eder, öbür gün çalışan işi bırakır. Hepsi aynı şeyin yansımasıdır: sistem açık veriyordur.
Sistemsel Çözüm Ne Gerektirir?
- Güvenilirlik: Söylenenle yapılanın aynı olması, verinin ve davranışın tutarlılığı.
- İnsan: Sistemi çalıştıran ve dönüştüren asıl unsur. İnsan yoksa sistem yoktur.
- Analiz: Gözlem, değerlendirme ve çıkarım olmadan sistem sadece bir kağıt yığınıdır.
- Dürüstlük: Ne varsa olduğu gibi görmek.
- Veri: Ezbere değil, ölçümle hareket etmek.
- Disiplin: Kararlı, tekrarlı ve standart hale getirme.
- Uyum: Her bir parçanın birbiriyle konuşmasını sağlamak.
Sistem çözümü sihirli değnek değildir. Ama doğru tasarlanmış bir sistem, kötü günde bile çökmeyen bir yapı sağlar.
Unutma: İyi insanlar kötü sistemde tükenir. Kötü sistem, iyi niyeti yok eder.
Sistemi düzeltmeyen, semptomla savaşır.
Artık kabuğu tamamen soyduk. Sonraki yazılarda iyileştirme kültürünü, sürdürülebilirlik araçlarını ve kök neden farkındalığını nasıl canlı tutacağımızı konuşacağız. Ama önce şu soruyu soralım:
Bugün yaşadığın problemi, sistem mi üretiyor yoksa kişi mi? Gerçekten hangisi?