KÖRLEŞMENİN ANATOMİSİ
“Hep oradaydı. Ama biz görmedik.”
Belki de en tehlikeli cümlelerden biri bu.
Bazı problemler aniden ortaya çıkmaz. Yavaşça büyür. Yavaşça yerleşir. Yavaşça görünmez olur.
Bir sabah kaldırımlar daha pis değildir mesela. Ama sen artık bakmazsın.
Sokak lambası artık daha az yanmıyordur. Ama sen alışmışsındır.
Etrafındaki insanlar daha kaba, daha bencil değildir.
Ama senin hassasiyet eşiğin düşmüştür.
Bu yazıda işte bu durumu konuşacağız:
Problemler değişmeden, biz nasıl değişiyoruz da onları göremez oluyoruz?
Algı Körlüğü: Beynin Tasarrufu
İnsan beyni her şeyi göremez.
Her şeyi görseydi, çıldırırdı. O yüzden seçer.
“Tanıdık olanı filtreler. Yabancıyı vurgular.”
Bu yüzden yeni bir semt gözüne daha kirli görünür.
Ama kendi mahallendeki pislikleri görmezsin.
Yani problem değişmemiştir. Sen körleşmişsindir.
Normalleşme: Anormale Alışmak
Sürekli karşılaştığın bir hata artık “sorun” değildir.
Bir şikâyet defalarca geldiyse, etkisini kaybeder.
“Her zaman böyleydi” cümlesi, felaketin ilk katıdır.
İzmaritler, tüküren insanlar, bağırarak konuşanlar…
Artık bunlara kızmıyorsan,
Bu onların daha az sorun olması değil.
Senin daha az duyarlı olmandır.
Sessizlik Kültürü: Tepkisizlik Bulaşıcıdır
Kimse ses çıkarmıyorsa, sorun yok gibi gelir.
Toplu taşımada biri yere çöp atar. Kimse bir şey demez.
Beynin şöyle der: “Demek ki burada böyle.”
İşte bu yüzden bazı yerlerde herkes yere tükürür,
Bazı sokaklar hep karanlıktır,
Bazı hatalar hep tekrar eder.
Çünkü sessizlik sorunları onaylar.
Korku ve Konfor: Görmek Rahatsız Eder
Bir problemi görürsen, artık onunla yaşamak zordur.
Bu yüzden bazı insanlar bilinçli olarak görmemeyi seçer.
- “Ben karışmam.”
- “Zaten düzelmez.”
- “Boşuna sinirlenmeyeyim.”
Ve böyle böyle körlük bilinçli bir tercih olur.
Sorunu görmemek, onunla yüzleşmemek için seçilir.
Görmemek Bir Lüks Değildir
Problemleri görememek, zihinsel konfor sağlar.
Ama sistemsel felaketlerin tohumudur.
“Körleşmek, insanın kendi gözünü bile unuttuğu andır.”
Görmüyorsan, tepki veremezsin.
Tepki vermezsen, çözüm doğmaz.
Çözüm doğmazsa, sistem çürür.
Gerçek Bir Hikâye:
Bir fabrikada güvenlik aynası yıllardır çatlak.
Herkes önünden geçiyor ama kimse müdahale etmiyor.
Ta ki bir gün bir forklift, görüş körlüğü yüzünden bir çalışana çarpana kadar.
Soruşturma sonrası yöneticilerden biri sadece şunu diyor:
“Ben her sabah o aynanın önünden geçiyordum…”
Bugün gözünün önünde olan ama artık görmediğin ne var?