GÖRMEYE BAŞLAMAK: GÖZ DEĞİL, ZİHİN UYANINCA
“Her şey yerli yerindeydi. Ama bir şey eksikti: fark etmek.”
8 gün boyunca birlikte bir şey yaptık:
Görmeye çalıştık.
Yere atılan bir izmaritten başladık, kurum kültürünün sessiz çöküşüne kadar uzandık.
Sadece gözle değil, zihnin filtresiyle baktık.
Bu serinin ilk bölümü, “problemleri görebilme” üzerineydi.
Çünkü sorunları çözmeden önce, onları gerçekten fark etmek gerekir.
Peki Ne Öğrendik?
✅ 1. Herkes görmez
Bazıları bakar, bazıları geçer.
Ama sadece birkaçı durur ve sorunun adını koyar.
✅ 2. Körlük sıradanlaşır
Sorunlar sessizce yerleşir.
Her gün karşılaştığın şey, bir süre sonra “normal” olur.
Görmek için göz değil, dikkat gerekir.
✅ 3. Tepkisizlik, sorunun gölgesidir
Kimse ses çıkarmıyorsa, bu sorun yok demek değildir.
Belki de herkes çoktan alışmıştır.
✅ 4. Fark etmek için geç kalma
Çatlak, kırılmadan önce oradadır.
Ama onu erken fark eden çok azdır.
✅ 5. Problemi görmenin yolları var
Sadece hisle değil;
- Gözlemle,
- Zamanlamayla,
- Kıyasla,
- Duyguyla,
- Gölgeyle,
- Verilerle,
- Sorularla
- Ve çerçeve değiştirerek görmek mümkün.
Bu Yazı Dizisi Neye Hizmet Etti?
Bu bölüm, bir zihinsel eğitimdi.
Amacımız:
- Problem çözme değil, problem fark etme kası geliştirmekti.
- “Bir şey yanlış ama ne?” sorusuna cesaret vermekti.
Çünkü fark edilmeyen sorun, çözülmez.
Ve görülmeyen problem, büyür.
Şimdi Ne Olacak?
Serinin ikinci bölümünde, artık gördüğümüz problemleri nasıl sınıflandıracağımızı konuşacağız.
- Hangi problem ne kadar kritik?
- Hangi problem ne kadar muhtemel?
- Risk ve olasılık matrisleriyle sorunlara öncelik vereceğiz.
Görmek tamam.
Şimdi sıra geldi: Ne yapmalı? Hangisinden başlamalı?
Gördün. Peki şimdi hangisine bakacaksın daha yakından?