TOPLUMSAL POLITIKA RAPORU

Konu: Lüks Elektrikli Araçların Başarısızlığı ve Şehir İçi Sürücüsüz Mobilite Araçlarına Geçişin Toplumsal Katkısı


Elektrikli Araçlar Lüks Oldukça, Gelecek de Uzakta Kalıyor

Geçenlerde Wired’da bir yazı okudum. Lüks elektrikli araçların (EV) ne kadar göz kamaştırıcı olsa da, aslında şehir hayatına, çevreye ve topluma pek de bir katkı sunamadığından bahsediyordu. Açıkçası ben de benzer şeyleri bir süredir hissediyordum. Sanki bu arabalar çevreci olmaktan çok, zenginliğin yeni oyuncağı olmuş gibiydi. Ve bu yazıyla birlikte içimdeki düşünceler iyice netleşti. Bu yüzden oturup bu konuyu kendi gözümden anlatmak istedim.

Lüks EV’ler Neden Yolun Sonuna Yaklaştı?

Baksanıza, Mercedes EQG580, Porsche Taycan, Range Rover’ın elektriklisi falan… Hepsinin fiyatı 120 bin doların üzerinde. Hatta bazıları 180 bine kadar çıkıyor. Hangi halk, hangi orta gelirli insan bu arabaya ulaşabilir ki? Gerçekten çevreci bir dönüşüm sağlamaksa amaç, bu araçlar toplumun yüzde kaçı için ulaşılabilir?

Bir de işin verimlilik boyutu var. Bu lüks EV’ler dev gibi araçlar. Büyük batarya, yüksek enerji tüketimi, ağır gövde… Şehir içinde verimli olmaları imkânsıza yakın. Üstelik park sorununa da zerre çözüm sunmuyorlar. Aksine, o koca gövdelerle bir aracı değil, neredeyse küçük bir minibüsü park etmeye çalışıyorsunuz. İstanbul gibi şehirlerde bu başlı başına bir işkence.

En önemlisi de, bu araçlar toplumun sadece üst dilimine hitap ediyor. Yani yaygın bir ulaşım devrimi yaratmak yerine, statü göstergesi olmaktan öteye geçemiyorlar. Bir bakıma, çevreciliğin lüks versiyonu gibi…

Sürücüsüz Mikro Mobilite: Sessiz Sessiz Gelen Gerçek Devrim

Şehir içi ulaşımda asıl devrim, küçük ama akıllı çözümlerle geliyor. Düşük maliyetli, direksiyonsuz, hatta kendi kendine park yerine dönebilen mikro araçlar çok daha mantıklı. Hem üretim maliyeti düşük, hem kullanım kolay. 10 bin ila 25 bin dolar arasında bir fiyatla geliştirilmeleri mümkün. Bu da demek oluyor ki çok daha fazla insan bu araçlardan faydalanabilir.

Düşünsenize, aracınızı bir yere bıraktıktan sonra o kendi başına park yerine dönüyor. Şehir merkezinde park yeri arama derdi diye bir şey kalmaz. Trafikte geçen zaman, stres, yakıt israfı… Hepsi bir anda azalır.

Üstelik bu araçlar temassız şarjla çalışacak şekilde tasarlanabilir. Park etti mi, aynı anda şarj oluyor. Kablosuz, pratik, enerji verimliliği yüksek.

Ve en önemlisi: sessizlik. Daha az egzoz, daha az motor sesi. Şehirde yaşamak gerçekten yaşamak olurdu. Çocuk sesleri motor uğultusunun önüne geçerdi. Kamusal alanlar artar, insanlar yürümeye, dışarı çıkmaya başlardı. Belki fazla romantik oldu ama neden olmasın?

Ne Yapmalı? Bence Şöyle Bir Yol İzlenebilir

Devletlerin lüks EV’lere verdiği teşvikleri gözden geçirmesi gerekiyor. ÖTV’si, vergisi, teşviki… Bunlar daha geniş kitlelere fayda sağlayacak sistemlere yönlendirilmeli. Mikro mobilite sistemleri için Ar-Ge desteği sağlanmalı, pilot bölgelerde test edilmeli. Üniversite kampüsleri, belediye hizmet araçları, havaalanı ulaşımı gibi alanlarda bu sistemler yaygınlaştırılmalı.

Tabii yasa ve mevzuatlar da güncellenmeli. Sürücüsüz araçlar için trafik düzenlemeleri, sigorta mevzuatları, sürüş izinleri gibi konular hâlâ belirsiz.

Ve belki de en önemlisi: toplum bu sistemleri tanımalı. Paylaşımlı ulaşımın ne olduğunu, bu araçların nasıl çalıştığını, ne gibi kolaylıklar getirdiğini öğrenmeli. Bilinmeyen şeyden insanlar genelde uzak durur. Ama tanıtılırsa, anlatılırsa… o zaman sahipleniriz.

Sonuç Yerine

Lüks EV’ler geleceğin teknolojisi gibi sunuluyor ama gerçekte bugünün sorunlarını çözmekten uzaklar. Oysa sürücüsüz, küçük çaplı, pratik çözümler gerçekten erişilebilir, gerçekten çevreci ve gerçekten toplumsal bir dönüşümün kapısını aralayabilir. Özellikle bizim gibi büyük şehirlerde trafik, park, hava kirliliği gibi sorunlarla boğuşan ülkelerde… Geleceğin ulaşım rotası, sessiz sedasız ama kararlı adımlarla çoktan değişmeye başladı bile.

TOPLUMSAL POLITIKA RAPORU” için 2 yorum

  1. Selam Okan Hocam Yazıların posta kutumda  256 adet saydım yaklaşık 20 aylık bir sürede.Tebrik ederim. Bir kısmını okudum ilham aldım bir kısmında katılmadığım ya da eksik bulduğum noktalar vardı. Çoğundan bir şeyleri hatırladım ya da öğrenmiş olduklarıma yeni isimler buldum. GEMBA bunlardan birisi. Tarihte başarılı bir çok lider ismini bilmese de CRIME SCENE INVESTIGATION OLAY YERİ İNCELEME ile başarılarına bilerek bilmeyerek bir sayfa yaklaşmışlar.Sana kolaylıklar ve başarılar dilerim.  Sağlıcakla kal. Murat Erkilet from yahoo mail

    1. Çok teşekkür ediyorum. Elimden geldiğince yazmaya çalışıyorum. Aslında ne kadar çok eleştiri gelirse bu yazdıklarımda o kadar gelişir. Tek başıma ancak kendi yaşadıklarım ve edindiğim tecrübeler var yazdıklarım da.

ankara20150665b3d7ca için bir cevap yazın Cevabı iptal et