Çin’de Kayıt Dışı Ekonomi ve Yeraltı Faaliyetleri: İç Sorunlar ve Küresel Yansımalar

Çin’deki Kayıt Dışı Ekonomiye Bakış: Sorunlar Derin, Etkiler Büyük

Son yıllarda Çin, küresel ekonomi ve siyaset tartışmalarının tam ortasında yer alıyor. 1,4 milyarlık nüfusuyla büyüme hızını korumaya çalışıyor ama bu sırada bazı ciddi sorunlarla da karşı karşıya kalıyor.

Mesela, tarım alanları daralıyor. Bu da insanların aklına şu soruyu getiriyor: Bu kadar büyük bir nüfusu uzun vadede nasıl doyuracağız? Çin hükûmeti, gıda güvenliğini sağlamak adına en az 120 milyon hektar ekilebilir araziyi koruma hedefi koymuş durumda.

Ama sadece tarım değil; sanayi ve emlak sektörlerinde de aşırı üretim ve stok fazlası gibi yapısal problemler büyüyor. Bunlar Çin’in ekonomik dengesini sarsıyor.

Ancak bütün bu görünür sorunların yanında, Çin’in ekonomik geleceğini gölgede bırakan başka bir tehlike daha var: Kontrolden çıkmış kayıt dışı ekonomi ve yeraltı faaliyetleri. Silah kaçakçılığı, uyuşturucu üretimi, yasa dışı kumar ve emlak sektöründeki spekülatif balonlar gibi işler, Çin’in sürdürülebilir kalkınma hedeflerini zora sokuyor.

Tarih bize şunu gösteriyor: Hiçbir ülke yeraltı ekonomisine dayanarak kalıcı refah sağlayamamış. Aksine, bu tür faaliyetler ekonomik yapıyı çürütür, sosyal düzeni bozar. Çin de bu riskle karşı karşıya.

Bu raporda işte bu konuları ele alacağız. Çin’deki kayıt dışı ekonominin kapsamı ne kadar büyük? Hangi yasa dışı sektörler öne çıkıyor? Ve tüm bunların hem Çin içinde hem de dünyada yarattığı etkiler neler? Bu sorulara veriler, akademik çalışmalar ve gözlemlerle birlikte cevap arayacağız.

Çin’deki Kayıt Dışı Ekonomiye Bakış: Sorunlar Derin, Etkiler Büyük

Son yıllarda Çin, küresel ekonomi ve siyaset tartışmalarının tam ortasında yer alıyor. 1,4 milyarlık nüfusuyla büyüme hızını korumaya çalışıyor ama bu sırada bazı ciddi sorunlarla da karşı karşıya kalıyor.

Mesela, tarım alanları daralıyor. Bu da insanların aklına şu soruyu getiriyor: Bu kadar büyük bir nüfusu uzun vadede nasıl doyuracağız? Çin hükûmeti, gıda güvenliğini sağlamak adına en az 120 milyon hektar ekilebilir araziyi koruma hedefi koymuş durumda.

Ama sadece tarım değil; sanayi ve emlak sektörlerinde de aşırı üretim ve stok fazlası gibi yapısal problemler büyüyor. Bunlar Çin’in ekonomik dengesini sarsıyor.

Ancak bütün bu görünür sorunların yanında, Çin’in ekonomik geleceğini gölgede bırakan başka bir tehlike daha var: Kontrolden çıkmış kayıt dışı ekonomi ve yeraltı faaliyetleri. Silah kaçakçılığı, uyuşturucu üretimi, yasa dışı kumar ve emlak sektöründeki spekülatif balonlar gibi işler, Çin’in sürdürülebilir kalkınma hedeflerini zora sokuyor.

Tarih bize şunu gösteriyor: Hiçbir ülke yeraltı ekonomisine dayanarak kalıcı refah sağlayamamış. Aksine, bu tür faaliyetler ekonomik yapıyı çürütür, sosyal düzeni bozar. Çin de bu riskle karşı karşıya.

Bu raporda işte bu konuları ele alacağız. Çin’deki kayıt dışı ekonominin kapsamı ne kadar büyük? Hangi yasa dışı sektörler öne çıkıyor? Ve tüm bunların hem Çin içinde hem de dünyada yarattığı etkiler neler? Bu sorulara veriler, akademik çalışmalar ve gözlemlerle birlikte cevap arayacağız.

Çin’de Silahlar Yasak Ama Yeraltı Ticareti Durmuyor

Çin, dünya çapında küçük silah üretiminde ilk sıralarda. Norinco gibi devlet destekli şirketler, Çin malı silahları dünyanın dört bir yanına gönderiyor. Ama ironik olan şu: Kendi halkına gelince, silah edinmek neredeyse imkânsız. Hatta av tüfeği bile almak istiyorsan ciddi izin süreçlerinden geçmen gerekiyor. Üstelik yakalanırsan ceza çok ağır—bazı durumlarda idam bile söz konusu.

Peki işler gerçekten kontrol altında mı? Pek de öyle değil. Son yıllarda Çin’de yasa dışı silah ticareti hızla artmış durumda. Polis kayıtları, birçok eyalette kaçak silah ağlarının ortaya çıkarıldığını gösteriyor. Mesela Hunan Eyaleti’nde düzenlenen bir operasyonda 1.180 silah, 1.300 silah parçası ve 6 milyon mermi ele geçirilmiş. Düşün, bu sadece bir eyaletteki tek bir operasyon!

Peki bu kadar silah kime gidiyor? Yanıt basit: Organize suç örgütlerine. Çin’de “hei shehui” yani “kara toplum” denilen bu gruplar, uyuşturucu, kumar ve fuhuş gibi alanlarda faaliyet gösteriyor. Ve bu işler tehlikeli olduğu için, silahla kendilerini korumaya çalışıyorlar.

Bunun en çarpıcı örneklerinden biri Liu Han adlı yeraltı baronu. Adam, iş anlaşmazlıklarını çözmek için adamlarına otomatik silahlar dağıtmış. Rakiplerini tehdit etmekle kalmamış, öldürtmekten de çekinmemiş.

Bu olaylar, Çin’deki yeraltı ekonomisinin sadece para çevirmekle kalmadığını, aynı zamanda şiddeti körüklediğini de gösteriyor. Yani silah, uyuşturucu ve kumar gibi alanlar iç içe geçmiş durumda. Ve bu karanlık ağlar büyüdükçe, toplum güvenliği daha da tehlikeye giriyor.

Ama mesele sadece Çin içinde bitmiyor…

Çin Malı Silahlar Sınır Tanımıyor: İç Güvensizlikten Küresel Krizlere

Çin’deki yasa dışı silahlar yalnızca ülke içinde kalmıyor; dünyanın dört bir yanına yayılıyor. Evet, Çin’den çıkan bu silahlar sadece mafya hesaplaşmalarında değil, Afrika’daki iç savaşlarda da kullanılıyor.

Çin’in silah ihracatı normalde devlet kontrolünde. Ama işin karaborsa kısmı öyle değil. Denetim dışına sızan Çin yapımı silahlar, Afrika’da ambargo altındaki isyancı grupların ellerine kadar ulaşıyor. Nasıl mı? Üçüncü ülkeler, kaçakçılar ve yasa dışı kanallar aracılığıyla…

Mesela Kongo’da, Birleşmiş Milletler’in tespitine göre, Çin malı silahlar silah ambargosuna rağmen isyancı gruplarda bulunmuş. Demek ki sistemin bir yerinde ciddi bir açık var. Ve bu açık, sadece çatışmaları körüklemekle kalmıyor, Çin’in uluslararası imajını da zedeliyor.

Üstelik bu sadece silahla sınırlı değil. Bazı Çinli suç ağları Afrika’da silah kaçakçılığını finanse etmek için maden kaçakçılığı, orman talanı gibi işlere de giriyor. Bu işlerden gelen parayı kripto paraya çevirip yeniden silaha yatırıyorlar. Yani kendi kendini döndüren karanlık bir ekonomi ağı kurmuşlar.

Bu tablo bize şunu net şekilde gösteriyor: Çin’in silah kaynaklı yeraltı ekonomisi sadece kendi toplumunu değil, başka ülkelerin barışını ve güvenliğini de tehdit ediyor. Ve bu durum Pekin yönetimi için hem itibar kaybı hem de diplomatik baş ağrısı anlamına geliyor.

Çin ve Sentetik Uyuşturucular: Sessiz Tehlike, Küresel Kriz

Çin, tarih boyunca uyuşturucuya karşı sert bir duruş sergiledi. Afyon savaşlarının izleri hâlâ canlı, o yüzden uyuşturucu konusu Çin’de çok hassas. Uzun yıllar boyunca da bu sıkı denetimler işe yaradı; ülke içinde uyuşturucu kullanımı oldukça düşüktü.

Ama zaman değişti. Özellikle son 10 yılda, dünya uyuşturucu ticareti evrim geçirdi—ve Çin bu dönüşümde başrollerden birine yerleşti. Nasıl mı? Sentetik uyuşturucularla.

Özellikle fentanil… Bu madde, Amerika’daki uyuşturucu krizinin baş aktörlerinden biri. Yani binlerce insanın ölümüne neden olan son derece güçlü bir sentetik opioid. Ve bu maddenin ya kendisi ya da üretiminde kullanılan kimyasallar genellikle nereden geliyor, biliyor musun? Çin’den.

Brookings Enstitüsü’nün verilerine göre, son on yılda ABD’ye ulaşan fentanil ve benzeri maddelerin en büyük tedarikçisi Çin. Çin’deki kimya fabrikaları, ya doğrudan bu uyuşturucuyu üretiyor ya da gerekli bileşenleri Meksika’daki kartellere gönderiyor. Karteller de bu maddeleri fentanile dönüştürüp ABD pazarına sürüyor.

Çin, 2019’da fentanil ve tüm türevlerini yasakladı. Ama bu yeterli olmadı. Çünkü suç ağları hemen yeni bir yol buldu: Henüz yasaklı olmayan öncü kimyasalları ihraç etmeye başladılar. Kimyasal isim değişiyor, ama tehlike aynı kalıyor.

Üstelik mesele sadece fentanille sınırlı değil. Güneydoğu Asya’da özellikle Myanmar gibi bölgelerde büyük uyuşturucu laboratuvarlarında Çin’den gelen tonlarca kimyasalla metamfetamin üretiliyor. Çinli ağlar burada da aktif. Resmî söylemde Çin, komşularıyla iş birliği yaptığını vurgulasa da, uygulamada bu çaba çoğu zaman sınırlı kalıyor.

Kısacası Çin’deki suç şebekeleri, küresel uyuşturucu krizinin görünmeyen ama etkili aktörlerinden biri haline gelmiş durumda. Ve bu sadece dış dünyayı değil, yavaş yavaş Çin’in kendi iç pazarını da tehdit ediyor. Özellikle ketamin ve metamfetamin gibi maddeler, Çin içinde de yayılmaya başladı.

Sonuç? Uyuşturucu kaçakçılığı, Çin’in kayıt dışı ekonomisinin en tehlikeli ve küresel etki yaratan parçalarından biri. Ve bu tablo, hem sağlık açısından hem de uluslararası ilişkiler açısından alarm zillerinin çaldığını gösteriyor.

Çin’de Kumar Yasak Ama Milyarlar Dönüyor

Çin’de kumar teknik olarak yasak—tek istisna devletin düzenlediği piyango. Ama yasa dışı yollarla dönen kumar sektörü devasa boyutlara ulaşmış durumda. Bir yandan insanların heyecan arayışı, diğer yandan suç şebekelerinin para aklama iştahı bu alanı sürekli büyütüyor.

Son yıllarda teknoloji bu işin yönünü tamamen değiştirdi. Artık suç örgütleri, Çin’deki oyunculara hizmet verebilmek için Filipinler, Kamboçya ve Malezya gibi ülkelerde online bahis siteleri kuruyor. Milyarlarca dolar Çin dışına kaçırılıp bu platformlara yatırılıyor. Çoğu zaman da işler hileli: Oyuncuların kaybetmesi neredeyse garanti.

Çin devleti tabii ki bu duruma kayıtsız değil. Özellikle 2020’lerden sonra ciddi baskınlar ve operasyonlar yapıldı. Mesela sadece 2024 yılında, 4.500’den fazla yasa dışı kumar sitesi kapatıldı, 73.000’den fazla olay soruşturuldu ve 11.000’den fazla kişi tutuklandı. Devasa rakamlar bunlar.

Bu çetelerin bazıları epey organize. Örneğin “DC Group” isimli bir yapı, Filipinler merkezli çalışıyor ve Çinlilerden oluşan kadrosuyla Çin’den kumar parası topluyordu. Yani olay sadece oyun değil, Çin’in içinden dışarıya kontrolsüz para çıkışı anlamına geliyor.

Kumarın karanlık tarafı da büyük: Borç, iflas, ailelerin dağılması, intiharlar… Hatta bazı devlet görevlilerinin rüşvet paralarını Makao gibi yerlerde kumarda “akladığı” bile ortaya çıkmıştı. Yani bu işin ucu siyaset ve yolsuzluğa kadar uzanabiliyor.

Çin, yurtdışında kumar oynayan vatandaşlarına da baskı uyguluyor. Bazı ülkeler kara listeye alındı, Çinli turistlere uyarılar yapıldı. Hatta Kamboçya’dan 1.200’den fazla kişi toplu halde Çin’e iade edildi. Bu da işin diplomatik boyutunun ne kadar ciddi olduğunu gösteriyor.

Ama ne yapılırsa yapılsın, kazancın büyüklüğü yüzünden bu sektörde yeni platformlar doğmaya devam ediyor. Yani yasa dışı kumar, yeraltı ekonomisinin hem en kârlı hem de en dayanıklı alanlarından biri olarak ayakta kalmayı sürdürüyor.

Çin’de Emlak Balonu: Dışarıdan Parlıyor, İçerisi Çöküyor

İlk bakışta emlak sektörü yasa dışı gibi görünmez, değil mi? Ama Çin’de durum farklı. Son 10-15 yılda emlak sektörü öyle bir şişti ki, artık kayıt dışı dinamiklerle iç içe geçmiş durumda. Sadece bir yatırım alanı değil, aynı zamanda finansal risk, yolsuzluk ve kara para aklama merkezi haline gelmiş.

Her şey yerel yönetimlerin ekonomik büyüme adına deli gibi arazi satmasıyla başladı. Arz patladı, ama talep aynı hızda gelmedi. Sonuç? Milyonlarca boş daire, yarım kalmış dev projeler ve Çin’in dört bir yanına dağılmış “hayalet şehirler”. 2023 itibariyle 65 ila 80 milyon boş konut olduğu tahmin ediliyor. Düşünsene, neredeyse Almanya’nın tüm nüfusu kadar boş ev var!

Neden bu kadar ev yapıldı dersen: Çin’de ev sahibi olmak kültürel olarak çok önemli. Ama iş yatırım çılgınlığına dönüştü. Pek çok insan ikinci, hatta üçüncü evini aldı. Bu spekülatif talep, fiyatları balon gibi şişirdi. 2020’de hükümet frene basmaya çalıştı. “Üç kırmızı çizgi” denen politika ile büyük inşaat şirketlerine kredi sınırı getirildi.

Sonuç? Balon patlamaya başladı. Evergrande gibi dev emlak firmaları milyarlarca dolarlık borçla iflas etti. Binlerce proje yarım kaldı, parayı ödeyip evini alamayan insanlar sokaklara döküldü. Emlak sektörü Çin ekonomisinin omurgasıydı, ama şimdi bu omurga çatırdıyor.

İşin gizli tarafı daha da düşündürücü. Projelere para akarken, gölge bankacılık sistemleri devreye girdi. Yani denetim dışı yatırım ağları, illegal kredi zincirleri, kayıt dışı fonlar… Hatta bazı sermaye sahipleri kara paralarını bu projelere gömerek temize çıkarmaya çalıştı. Ev alıp “parayı saklamak” sıradan bir stratejiye dönüştü.

Bugün Çin’deki emlak sektörü sadece ekonomik değil, sosyopolitik bir krize dönüşmüş durumda. Ve bu kriz iyi yönetilmezse domino etkisiyle bankaları, yatırımcıları ve halkı da sürükleyebilir. Kısacası, görünürdeki dev kulelerin ardında derin bir kayıt dışı bataklık yatıyor.

Çin İçin Alarm Zilleri: Kayıt Dışı Ekonomi Ne Kadar Tehlikeli?

Çin’deki yeraltı ekonomisi sadece para meselesi değil. Uyuşturucu, silah, kumar, şişmiş emlak balonu… Bunların hepsi tek tek büyük risk ama birlikte düşününce ortaya çıkan tablo çok daha ciddi: iç istikrar tehdidi.

İlk büyük sorun: Yolsuzluk ve güven kaybı. Kayıt dışı ekonomi büyüdükçe, rüşvet de sistemin içine yerleşiyor. Devletle halk arasındaki güven ilişkisi zedeleniyor. “Kim hak etti, kim torpille yükseldi?” soruları yaygınlaşıyor. Bu da yönetimin meşruiyetini sorgulatıyor.

Sonra ne oluyor? Devletin elindeki vergi gelirleri eriyor. Çünkü bu kadar büyük para dönüyor ama kayıtlı değil. Hal böyle olunca, altyapıdan sağlığa kadar kamu hizmetleri sekteye uğruyor. Yani sistem sadece zenginleri değil, sıradan vatandaşları da vuruyor.

Bir diğer mesele: Toplumsal çürüme. Uyuşturucu bağımlılığı, kumar borçları, mafya tipi yapılar… Bunlar insanları doğrudan etkiliyor. Aileler dağılıyor, insanlar borç batağına saplanıyor, hatta intihar vakaları artıyor. Sokakta güven azalıyor, “suç” hayatın bir parçası haline geliyor.

Ekonomik cephede de işler iyi değil. Özellikle emlak sektörü ve ona bağlı gölge bankacılık, finansal sistemi kırılgan hale getiriyor. Bankalar batıyor, yatırımcılar parasını çekiyor, halk tedirgin. Bu da ekonomik durgunluk ve kredi daralması demek.

Peki ya gençler? Onlar için tablo daha da karanlık. Kayıt dışı ekonomi zenginliği belirli gruplara taşıyor ama milyonlarca genç mezun iş bulamıyor. Bu da genç işsizliği ve toplumsal öfke doğuruyor. Haksızlık ve fırsat eşitsizliği, ülkenin geleceği açısından en büyük tehditlerden biri.

Ve son olarak, tarım alanlarının betonlaşması, kaçak sanayi tesisleri, doğa talanı gibi nedenlerle gıda ve çevre güvenliği de tehlikede. Yani mesele sadece bugünün değil, geleceğin de sorunu.

Toparlarsak: Çin bu sorunların farkında. Devlet mafyaya savaş açıyor, yolsuzlukla mücadele ediyor, mali riskleri azaltmaya çalışıyor. Ama bu iş öyle bir kampanyayla bitecek gibi değil. Çünkü kayıt dışı ekonomi, Çin’in ekonomisine ve kültürüne derinlemesine işlemiş durumda.

.

Çin’deki Karanlık Ekonominin Dünya Üzerindeki Gölgesi

Çin’de yaşanan bu kayıt dışı faaliyetler sadece ülke içini değil, dünyayı da doğrudan etkiliyor. Çin bugün dünyanın en büyük ikinci ekonomisi. Dolayısıyla oradaki bir çöküş ya da yasa dışı ağların büyümesi, herkesin başını ağrıtabilecek bir mesele haline geliyor.

İlk etkisi: Uyuşturucu krizi. Çin’den çıkan sentetik uyuşturucular, özellikle fentanil, ABD ve Kanada’da binlerce insanın ölümüne yol açtı. Bu, Çin-ABD ilişkilerinde ciddi gerginliklere sebep oldu. Çin ise “suçlu sadece biz değiliz” diyerek topu karşı tarafa atıyor. Ama gerçek şu: Çin’deki kimya endüstrisi bu krizin merkezinde.

İkinci olarak: Küresel suç ağları. Çinli mafyalar sadece Çin’de değil; Güneydoğu Asya’dan Afrika’ya kadar geniş bir coğrafyada aktif. Kamboçya, Laos gibi ülkelerde siber suç merkezleri; Afrika’da ise altın kaçakçılığı, yasadışı ağaç kesimi gibi faaliyetlerle iç içeler. Bu durum, zayıf yönetimlere sahip ülkeleri daha da kırılgan hale getiriyor.

Üçüncü madde: Silahların yayılması. Çin malı silahlar, çatışma bölgelerine sızıyor. Orta Doğu, Afrika ve Güney Asya’daki iç savaşlarda bu silahlar karaborsa üzerinden dolaşıyor. Çin bu silahları doğrudan vermiyor belki ama denetimsizlik bu yayılmanın önünü açıyor.

Finansal cephede de işler sıkıntılı. Emlak sektöründe patlayacak bir kriz, küresel ekonomide 2008 tarzı bir şok dalgası yaratabilir. Evergrande’nin iflası bile dünyada yankı bulduysa, daha büyüğü düşünmek bile istemeyiz.

Bir diğer etki: Sermaye kaçışı. Çin’de kazanılan yasa dışı paralar, genellikle yurtdışına çıkarılıyor. Offshore hesaplar, Kanada veya Avustralya’daki lüks daireler, yabancı piyasalarda fiyatları şişiriyor. Bu da başka ülkelerdeki vatandaşları zorluyor, hükümetleri Çin’e karşı daha sert adımlar atmaya itiyor.

Ve son olarak: uluslararası baskılar artıyor. G7 ve G20 toplantılarında Çin’den daha fazla şeffaflık isteniyor. Bir yandan iş birliği çağrısı yapılıyor, diğer yandan Çin “biz hedef alınıyoruz” diyerek karşılık veriyor. Bu karşılıklı güvensizlik ise küresel çözümleri zorlaştırıyor.

Kısacası, Çin’de kayıt dışı ekonomi sadece bir iç sorun değil. Fentanil krizi, kara para, silahlar, emlak balonu… Bunların hepsi dünya için bir jeopolitik risk. O yüzden Çin’in bu alandaki mücadelesi sadece kendi geleceği için değil, hepimizin istikrarı için de önemli.

Son Söz: Çin’in Gölgesinden Geleceğine

Çin’in devasa ekonomisinin bir de görünmeyen yüzü var: kayıt dışı ekonomi. Bu gölge dünya; silah ticareti, uyuşturucu, kumar ağları ve şişmiş emlak balonuyla besleniyor. Ve mesele sadece para değil—bu yapıların hepsi, hem Çin’in iç istikrarını hem de küresel dengeleri tehdit ediyor.

Tarih bize şunu net biçimde gösteriyor: Uzun vadeli refah, sadece kayıtlı, şeffaf ve denetlenebilir bir ekonomiyle mümkün olur. Çin örneğinde ise, bu denetimden uzak sistem büyürken; yolsuzluk, suç ve krizler de onunla birlikte büyümüş.

Peki, Çin bu tabloyu değiştirmek için hiçbir şey yapmıyor mu? Elbette yapıyor. Başkan Xi Jinping’in yolsuzlukla mücadele kampanyası, mafya operasyonları, emlak düzenlemeleri, uyuşturucu ve kumar çetelerine karşı yürütülen baskınlar… Hepsi bu büyük sorunu kontrol altına almak için atılmış ciddi adımlar.

Ama yetiyor mu? Hayır. Çünkü bu sadece birkaç yasa değişikliğiyle çözülecek bir şey değil. Bu iş, ekonominin ruhuna, kültürün derinlerine kadar işlemiş. Herkesin elini taşın altına koyması gereken bir dönüşüm süreci bu.

Gelecek ne getirir bilinmez ama bir gerçek var: Eğer Çin kayıt dışı ekonomiyle gerçekten baş edemezse, sadece kendi geleceğini değil, dünya ekonomisinin de dengesini sarsabilir. O yüzden bu mücadele sadece Çin’in meselesi değil; hepimizin ortak çıkarı.

Kaynaklar:

  1. Voronoi (EY verileri) – “Countries With the Largest Shadow Economies” (Mayıs 2025)voronoiapp.comvoronoiapp.com
  2. EY Global – “Shadow Economy Exposed: Estimates for the World and Policy Paths” (Mart 2025)ey.com
  3. Wikipedia – “Corruption in China” (Minxin Pei’nin değerlendirmesi)en.wikipedia.org
  4. Jamestown Foundation – “Mapping China’s Small Arms Trade: China’s Illicit Domestic Gun Trade” (Aralık 2015)jamestown.orgjamestown.org
  5. Jamestown Foundation – “Illicit PRC-linked Finance Enables Arms Diversion in Africa” (Ekim 2025)jamestown.orgjamestown.org
  6. China-Global South Project – Podcast notları “Chinese Nationals’ Role in Africa’s Illicit Weapons, Mining, and Money Flows” (2023)chinaglobalsouth.comchinaglobalsouth.com
  7. Brookings Institution – V. Felbab-Brown, “China and Synthetic Drugs Control: Fentanyl, Meth, and Precursor Policies” (Kasım 2022)brookings.edubrookings.edu
  8. Yogonet News – “China shuts down 4,500 illegal online gambling platforms in 2024 crackdown” (Şubat 2025)yogonet.comyogonet.com
  9. LoveProperty – “Explore China’s infamous ‘ghost cities’ with 65 million empty homes” (Ekim 2024)loveproperty.comloveproperty.com
  10. China Daily – “Balancing farmland protection, development” (2023)

Çin’de Kayıt Dışı Ekonomi ve Yeraltı Faaliyetleri: İç Sorunlar ve Küresel Yansımalar” için 2 yorum

okandinc için bir cevap yazın Cevabı iptal et